30 Mart 2015 Pazartesi

.

Bir güç var içimde. Sebebini bilmiyorum.
Gidecektim buralardan ama inat ettim gitmiyorum.
Her şey başımı yumuşacık bir göğüse yaslamamla başladı.
Avuçlarım ısındı, kalbim attı. 
Her şey gerçek olmak zorunda mıydı?
Gerçek bir göğüs mü olmalıydı huzur?
Benim gerçek sıcak göğsüm, 
Senin iki satır yazındı.
Hala bitip tükenmeyen bir merhamet vardı sözlerinde.
En azından nefretlik olmamış kalbim onu gördüm.
Bu bir ödüldü benim için,
Kolay hak edilen, ve çabuk kaybedilen.
Rüzgar gibiydin, geçişinin her saniyesini hissettim.
Umudumu kaybetmemeyi hiç bir şey söylemeyerek yine öğrettin.
Beni bu kadar güzel tanıdığın için hamd ettim.
Yaraların kapanabileceğini hissettim, en azından kabuk bağladğını.
Yürüdüğümü hissettim,
Sonra arkamda bıraktığım yaraları gördüm, korkunçtu.
Vicdanımla yaptığım hesaplaşma bitmedi, bitmeyecek de.
Biliyorum, şuan okuyorsun, biliyorum kendini çok iyi biliyorsun.
Gönül tellerine basa basa, eskiden benim olan her yerde,
Sessizce hep yürüdüğümü biliyorsun.
Merhametini aldım yanıma,
Korkusuzluğunu aldım.
Böylesi bir hal sadece yaşanırmış, anlatılmazmış.


3 yorum:

Profösör dedi ki...

Onu çok sevmişti o. Fakat kalbi zayıftı; dört ana damarı da yeterince çalışmıyordu; çünkü fazlasıyla fazlasıyla tıkanıktı. Üç damar da yüzde doksanbeş tıkalı, sadece birisi yüzde altmışbeş kapalıydı. Yüzde otuzbeşlik açık olan bu damarla yaşayabiliyordu. Doktor nasıl olur da sen hala yaşıyorsun ve ayaktasın dedi Ona. O da doktora O'nun "Kalübela"dan doğrulayan sevgisi dedi. Doktor anlar gibi yaptı kafasını salalayarak gülümsedi. Doktor ne kalü belayı biliyordu ne de bu sevgiyi ölçememişti. Tıkalı damarlarla yaşayan bu adamın kalbi beslenememiş, büzüşerek küçülmüştü. Ona rağmen Onu seviyordu. Bıçak altına yattı ve sekiz elemanla ameliyat gerçekleştirildi. Yoğun bakımda kendine geldiğinde Onun ismini sayıklıyordu.

jetlagis dedi ki...

Bir bahar yeşeriyor
Dallarımda kolların
Bir bahar yaş eriyor
Kendini tanıyarak

Feraşe dedi ki...

T.ederim çok.