23 Kasım 2017 Perşembe

"Öyle Bakmayın, Kırılır."



















Her halimden belliydi bir derdim olduğu,
Yarımdı gülmelerim de,
İçini acıtacak bir oturuşum vardı,
Derindendi of larım,
Her yerim bağırıyordu;
"İçim yangın yeri." diye.
Acı besledi onca zaman beni,
O na nankörlük yapamazdım.
Önünde eğildim ben de.
Boyun eğdim.
Her gitar teline bastığında,
Kalbime bastırdın esasen.

Anlatamadım,
Anlatsam kurtulacaktım oysa ki,

Neresinden tutsam elimde kaldı adam,
Bitmedi yollar,
Geçmedi acım,

Upuzun sahiller hayal ediyorum,
Önümde, arkamda, sağımda, solumda,
Hep mi sobeydi be!

Sesinden, ellerinden, koynundan uzaktayım evet!
Ama bilir misin ki, her gece yatağındayım,
Her gece aklında..
Eminim ki, kalbini kuşattım,
Fethedemesem de kuşattım eminim.

O zavallı kurşunun, kurşun geçirmez yelekle yaşadığı platonik aşktım ben.
Yetiş gel desem gelmezsin artık,
Ömrüm gözlerinin içine bakarak geçse ya,
Konuşmasan da olurdu,

Ne vardı bu yarayı bu şarkıyla ortaya koysam ha?
Ne olurdu kimselerle paylaşmasam seni.

Kazınsan ya aklımdan,
İlle de ölmem mi gerekirdi?!

Ne veda edebildim, ne kalabildim onca zaman,
Ne olurdu gitmeseydin,
Ne olurdu bir şey demek istemeseydin!

Biliyor musun?
Ruhumu yakan bir şeyler var içimde,
Öyle bakma nolur, kırılır.


Feraşe.

21 Kasım 2017 Salı

Yarış Bitti !









Gitmiş,
Benden ne varsa gitmiş.
Yazık!
Benim çabalarım tutunmak içindi.
Ben tutunmak için km' lerce tırmanırken,
Tek bir hamlenle onca km' nin üzerine yığıldım kaldım.

Sormadım, sorgulamadım.
Sevdin sandım, sevdiğini sandım.
Sana geldiğimde arınacaktım,
Beni onca ağırlığımla beraber ittin sen,
ve ben onların da altında kaldım.
Zaman garip bir şeymiş,
Duyguların bile fiziki halini değiştirebilirmiş,
Sımsıcakken buz gibi yapabilirmiş,
Merhametliyken de merhametsiz!

Işığı görmüşken ben,
Söylenecek onca şey varken,
Neden?
Belki dinleseydin geçerdi.
Belki geçerdik,
"sen sadece bak, ben anlarım, dolmasın gözlerin..
iyi şeyler bu yazdıklarım." demiştin.
Yetmedi.
Yetemedi.

Ben yürürken, kalbimin koşması gerekirmiş,
Hatta rekordan rekora tırmanmasıymış doğru olan.

Bir kalbe başka kalbi zorla sığdıramazsın ya hani.
"Seni bilmeden sen olamam, sen olmadan da ben olmaz"
Ne kadar dolu bir duygu dizesi gibi değil mi?
Zemini su olan bir araziye oturtulmuş harflermiş meğer.
Tek yağmurda iniverdiler aşağıya.
Karıştılar yağmura ve arkalarına bakmadan gittiler ben ise
Onca dolu sandığım harflerden kalanlarla kalakaldım biliyor musun?

Umut dediğin bi nefes, oksijen hücrelerine giren,
Yeniden seni yeşerten bir şey umut.
Ben kışın ortasında bahara soyunmuştum.
Bu kadar üşüyeceğimi kestiremedim inan.
Sırtımdasın sandım,
Kollarınla, göğsünle, bütün bedeninle, her şeyden de öte kalbinle..
Kocaman bir boşluğa dayamışım sırtımı ben.
Donmuşum soğuktan.
Aşk sarhoşluğu işte, uyanamamışım,
Donmadan önceki son ve çok tatlı uykumdan uyandırıverdin beni.
İyi bir şey mi bilemiyorum.

Maraton bitti,
Yarış artık bitti,
Herkes köşesinde,
Etraf buz sessizlik,
Yarış yok, yarışmacı da,
Bomboş yollarda, deli deli koşarak
Kalpten bir ev aramak artık boş,
Uyan artık, aşk yok!
Fark etmedin mi,
Sen bağırdıkça yankılanıp sana dönen seslerden?!
Hadi Feraşe, yapma ama,
Bu kadar da aptal olamazsın!

İyisi mi sessizlik!

Feraşe.

15 Kasım 2017 Çarşamba

Söylenecek Çok Şey Var !


sessizlik ile ilgili görsel sonucu

Söylenecek o kadar şey varken,
Susman ne garip!
Sana senler katarken ben gün gün,
Senden gün gün eksilmem ne garip!
Söyleyeceğim onca şey varken,
Katlanacak halinin olmaması ne garip!
Koşarken sana çok hızlı adımlarla,
Kaybettiğim onca yılı telafi için ölürken ben,
Kulaklarını sımsıkı kapatabilmen ne garip!
Tek ses beklerken senden ben,
Uykuya dalabilmeyi beklemen ne garip!
Yattığım yerler kalbime kalbime batarken,
Uyku yavaş yavaş zehirlerken,
Kollarımı kaldıracak halim yokken,
Yaşlı çocuk neden bu kadar sakin, ne garip!
Sana doğru konuşurken ben,
Ayakkabılarımı, yollarımı sana döndürmüşken,
Ve artık geride kalan ne varsa tek bir kalemde yakmışken ben,
Hangi tür bir gerilimin yanında huzur buldun sen öyle, ne garip!
Çırılçıplak dans ederken ben kurşunlarının önünde,
Çelik yeleklerini giyip, yatağının altına saklanman ne garip!

Aldığın nefesi ezberledim,
Sürekli yazan kalbini okudum, ezberledim.
Tek bir damla gözyaşını bile kabul etmeyen o kayadan bakışlarını biliyorum.
Ama;
Gölgesinde huzurlandığım, içindeki o merhamet gitmiş ne garip!
Nasıl bir hırs bu ki; en bitik halin bile en güçlü hamlen olmuvermiş.

"Ölüm korkusundan daha da korkuncu yaşama sevinci" ymiş,
Anlatıyorum kendime, dinliyorum kendimi,

Feraşe.