28 Mart 2016 Pazartesi

Hoşçakal Adam.

Bilmediğim onca şeye rağmen seni seviyorum.
Hayatının neresindeydi dokunduğum an?
Hangi an sen beni ben de seni çıkaramadım aklımdan.
Hangi kitaba giderken ellerim, senin çeker gibi çektim onu da kendime.
Hangi gizlerde, gözlerde aradım ki seni bilmem.
Oysa ki bilmediğim ne çok şey vardı.
Büyümek gerekirdi, büyütülmek belki de.
Şevkatli sımsıcak bir omuzda, büyütülmek..
Bitmesin istedim, ama bitmeliydi.
İnan ki gitmemek de istedim ama gitmeliydim.
Kalsaydım eğer; daha çok şey mi öğrenirdim sence?!
Kalabilseydim eğer; daha çok sen mi olurdum sence?!
Umutlarım vardı, umutların..
Aynı yerde buluşamadık bir türlü.
Senin ak dediğim karadan da kara oldu inadımdan.
Senin kara dediğin de cennet kaşığı..
Sana direnmek güzeldi.
Gideceğini tahmin edememiştim ki.
Kalırsın sandım.
Gitmezsin, gidemezsin sandım.
Gittin.
Hoşçakal, adam.
Ne söylerlerse söylesinler, ne anlatırlarsa anlatsınlar,
Bu yürek soğumaz.
Seni çok sevdim, hoşçakal.

Feraseden..