24 Mart 2014 Pazartesi

Hey Adam!


Bütün parmaklarıma yüklediğim,
Dilleri lal olmuş bir sürü kelimelerim var benim.
Yaptığım şey yalnızca avuçlarımı sıkmak,
Tırnaklarımla derimi delecek kadar sıkmak..
Avuçlarım açıldığı an serbest kalacak diye korkuyorum kelimelerim..
Aşkı, umudu avuçlarımda sıktım ben,
Her harfi parmak aralarımdan bir bir kayıp gidene kadar..

Sırtımda tonlarca yükle yürümeye çalışıyorum ben.
Kanatlarım kırık, kalbim desen yıkık harabe..
Güneş doğar diye bekletilen, gözleri ufukta bekleyen kadın,
Ben, Feraşe!

Kulaklarım, dilim, ellerim, kolum, ayağımdı acıdan kesilen,
Heder olmuş yüreğimin merhemiydi gitarındaki her nota.
Bense o bastığın notalar gibiydim, en derinden.
Bastığın notalar gibi, evet!
Her telde bir parçam vardı, 
Her parçam ayrı bir teline tutunmak için uğraş vermişti halbuki.
Hey Adam!
Ben burdayım hala,
Keşfedemediğin o telde, son gücümle tutunmuş halde,
Son nefeslerimle bekliyorum seni.
Bu şarkı gibi..




3 yorum:

Profösör dedi ki...

Son nefesle beklenen şey ölümü bimle alteden ve unutturan bir gerçektir. Çünkü aşk ve hüzün son nefesle bir arada yaşanır. Gerçek aşk yaşayarak değil ölüm döşeğinde yaşanır. Ölüm döşeğinde elele ve gözgöze. Bunun anlamı budur. Beklemek buna değer.

Uyuşuk Hayalperest dedi ki...

Öyle güzel ki..
başka birşey diyemem.

Feraşe dedi ki...

@uyusuk hayalperest, t.ederim inan çok mutlu oldum orumunu okuduğumda..

@pröfösör, yine harika özetlediniz ya beni, ne diyim..